Ergenlerde Sorumluluk Bilincinin Geliştirilmesi

Sorumluluk en temel anlamıyla kişinin kendine ve başkalarına karşı yerine getirilmesi gereken yükümlülüklerini zamanında yerine getirmesi zorunluluğudur. Sorumluluk duygusu küçük yaşta içinde bulunulan çevre ve gözlem yeteneği ile içten gelen bir karakter özelliğine dönüşebileceği gibi, daha sonra dışarıdan verilen sistemli bir eğitimle de yaratılıp geliştirilebilir. Ancak, bu becerinin gelişebilmesi için kişinin erken çocukluk dönemlerinden başlayarak yaşına, cinsiyetine ve gelişim düzeyine uygun olarak sorumluluk alabileceği bir ortam yaratılması gerekmektedir. Bu bilinci oluşturmak, aktif bir uygulama süreci gerektirir. Çocuklara kendi deneyimleriyle sorumluluklarını öğrenme fırsatı sunulmalıdır; yani tek başına anlatma ve telkin maalesef yeterli değildir. Ebeveynler çocuklara kendi seçimlerini yapma ve yaptıkları seçimlerin sonuçlarından sorumlu olma fırsatını vermelidir. 

Sorumluluk almak da diğer yetenekler gibi yavaş yavaş ve pratik yaptıkça gelişen bir yetidir. Her çocuk aynı değildir, biri için işleyen bir sistem bir diğeri için uygun olmayabilir. Kurallar, sınırlar ve yaratılan sorumluluk fırsatları çocuğun yaşına, kişilik özelliklerine, ilgi alanlarına ve koşullara göre belirlenmelidir. Öncelikle çocuğunuzu tanımak ve ihtiyaçlarını anlamak, gelişimini desteklerken doğru bir yol haritası belirlemenize yardımcı olacaktır. Çocuğunuza ilgi alanlarına paralel olarak daha fazla sorumluluk verirken, onun ilgi alanları dışında kalan konularda da merak uyandırmak ve yetilerini geliştirmeye teşvik etmek gerekir. Bu hususta bir diğer önemli yaklaşım ise anne baba olarak sabırlı, tutarlı ve hem fikir olmaktır. Koyduğunuz bir kuralda, verdiğiniz bir sorumlulukta net ve eşinizle benzer tavırda olmanız çocuğun direnişine veya “ısrarcı olunduğu takdirde kuralların esnetilebileceği” fikrine kapılmasına engel olacaktır. 

Sorumluluk, başkalarının söylediği her şeyi harfiyen yerine getirme durumu değildir. Kendi önceliklerini kendi belirleyebilme, kararlarını bağımsız bir şekilde başkalarının haklarını çiğnemeden verebilme ve olası sonuçlara da katlanabilme durumudur. Sorumluluk alabilme yetisinin gelişimde ebeveyn yaklaşımları oldukça belirleyicidir. Çocuğun ödevlerinden yemeğine, arkadaş seçiminden hobilerine kadar karar verilen korumacı bir ebeveyn yaklaşımı iyi niyetli olmakla beraber, çocuğun bağımsızlık, özgüven, sorumluluk ve benlik algısı gelişimine zarar verir. Benzer şekilde çocuktan derslerini yapmasından başka (örneğin; sofra hazırlamak, kendi odasını toplamak gibi) hiçbir şey beklenmemesi de sorumluluk bilincinin gelişmesini zorlaştıracaktır. Yetenekleri dahilinde öncelikle ev içerisinde bazı sorumluluklar üstlenen çocuklar -yani kendilerine yetmek konusunda fırsat tanından çocuklar- öz disiplin ve güven kazanmaya başladıkları için dış dünyada ve okulda da daha kolay sorumluluk almaktadırlar. 

Çocuğunuzun yapması gereken sorumlulukları onunla beraber belirleyin. Kendisinden beklediklerinizi açık bir dille anlatın. Onun adına düşünmek, karar vermek ve onun sorumluluklarını üstlenmek yerine kendi başına düşünmeye, seçim yapmaya teşvik edin ve neler yapabileceğini göstermesine fırsat verin. Onu görev ve sorumluluğu ile baş başa bırakın, gösterdiği çabaya saygı duyun ve başarabileceğine güvenin. Burada dikkat edilmesi gereken hususlardan biri, çocuğun işini yaparken uyarılarak düzgün yapamadığı gerekçesiyle, o işin çocuğun adına ebeveyn tarafından tamamlanmamasıdır. Eğer işin nasıl yapılabileceğini bilmiyorsa ona işin nasıl yapılacağını gösterin. Ancak başarısız girişimler, olumsuz deneyimler, kırıp dökmeler de öğrenmenin bir parçasıdır. Başlangıçta acemice ve üstünkörü tamamlayacağı görevler, deneyimi arttıkça daha eksiksizce yerine getirilmeye başlanacaktır. Sonuçlar sizi tatmin etmese bile harcanan çabayı da övgüyle karşılayın.

Ergenlik çağına gelmiş çocukların tek sorumlulukları ders çalışmak değildir. Bağımsız olarak dersleriyle ilgili sorumluluk almanın ve kimse tarafından uyarılmadan düzenli bir şekilde ödevlerini yapmanın yanı sıra;

  • ilgi alanlarını ve sorumluluklarını belirleyip zamanını planlamak ve günlük/haftalık/aylık program yapabilmek, 
  • aile tarafından belirlenen ev içi kurallara uymak,
  • ev içinde temizlik – düzenleme – küçük tamirat işlerinde yardımcı olmak, 
  • çamaşır, bulaşık makinası yerleştirmek ve çalıştırmak,
  • hatırlatılmadan öz bakımını yapmak, 
  • hatırlatılmadan kendine ait alanların düzenleme ve temizliğini yapmak, 
  • basit yaralanmalarla başa çıkabilmek, 
  • evde tek başına kalabilmek,
  • hava durumuna ve gidilecek yere uygun kıyafetler seçmek,
  • ev dışı yakın yerlere gidip gelmek, 
  • alışveriş listesindeki ürünleri almak,
  • toplu taşıma araçlarına tek başına binmek, 
  • eve dönüş saatlerine uymak, 
  • arkadaşlarını evde ağırlamak,
  • harçlığını planlı bir şekilde harcamak (hatta planlayarak daha büyük istekleri için para biriktirmek), 
  • kendi randevularını (kurs, doktor, spor vb.) takip etmek, katılamayacağı randevuları önceden iptal etmek ya da ertelemek,
  • toplum içinde nezaket kurallarına uymak,
  • kendi hakkını savunmak,
  • başkalarının haklarına saygı duymak,

gibi sorumlulukları da alabilecek olgunluktadırlar. Verilen görevler gibi, aldıkları kararlara verilen izinler de çocuklara sorumluluk alanı yaratır. Hayati bir risk veya geri dönülemez sonuçları olmadıkça, kendi gözleminiz dahilinde, çocuğunuzun yaptığı yanlış seçimlerin sonuçlarını da yaşamasına izin verin; böylece onlardan deneyim kazansın ve dersler çıkarabilsin. Unutmamak gerekir ki, sürekli sorumsuz davranan çocuklar ebeveynleri tarafından sorumluluk almalarına izin verilmeyen veya fırsat yaratılmayan çocuklardır. Her ihtiyacı ebeveynleri tarafından karşılanan, neyi nerede nasıl yapması gerektiği sürekli hatırlatılan ve yaptıklarına müdahale edilen çocuklar, kendileri adına düşünen kişilere bağımlı ve benlik duyguları düşük bireyler olacaklardır. Özellikle ergenlik çağında çocuğunuzun bütün sorumluluklarını almak onun yetişkinlik çağında kendine yetebilecek bir birey olma yolunda en büyük engeli olacaktır. 

Ebeveynlik Stilleri ve Çocuklar Üzerindeki Etkisi

Ebeveynlerde ve Çocuklarda Kaygı

tr_TRTurkish