Kimlik, bir insanın hangi nitelik ve özelliklere sahip olduğunu, kendisi için ve başkaları için kim olduğunu gösteren bir kavramdır. Bir birey kim olduğunu anlatırken etnik köken, aile ve sosyal çevresinden de bahseder. Kimlik oluşumunda etkili olan diğer faktörler ise cinsiyet kimliği ve cinsel kimliktir. Bu iki kimlik birbirinden farklı anlamlara gelmektedir.
Cinsiyet kimliği kişi doğduğu an hatta anne karnındayken belirlenen, genital organlara bakılarak karar verilen biyolojik kimliktir. Cinsel kimlik ise bir bireyin fizyolojik cinsiyetinden farklı olarak kendisini kadın ya da erkek olarak tanımlamasıdır. Bu bireyin tercih ettiği bir şey değildir. Aynı zamanda bir bozukluk veya hastalık da değildir, duygularla ilişkili bir yönelim şeklinde açıklanabilmektedir. Toplum içerisinde var olmanın getirisi olarak fizyolojik cinsiyetinden farklı bir cinsel kimliğe sahip olan insanlar bunun kaygısını yaşayabilmekte ve dışlanacaklarını düşünebilmektedir. Bu nedenle çoğu birey kendilerini ve düşüncelerini saklama yönelimi içerisindedir. Kendini saklama zorunluluğu insanlarda çeşitli psikolojik zorluk ve problemlere yol açabilmekte ve hatta bu kişiler intihara kadar sürüklenebilmektedir.
Cinsel kimliği oluşturan cinsel yönelim kişinin hangi cinsiyete ilgi duyduğuyla ilişkilidir. Kişi eğer kendi cinsiyet kimliğinden faklı bir cinsiyete ilgi duyuyor ise heteroseksüel, aynı cinsiyete ilgi duyuyor ise homoseksüel, iki cinsiyete birden ilgi duyuyor ise biseksüel olarak adlandırılmaktadır.
Cinsel kimliğin biyolojik cinsiyetten farklı olmasına neler neden olabilir?
- Model alma
- Aile tarafından bir cinsiyetin desteklenmesi
- Çocukluk döneminde şiddete maruz kalma
- Karşı cinsiyete dair travmatik bir anıya sahip olma
- Baskının yoğun olduğu bir aileye sahip olma
- Tacize ve tecavüze maruz kalma
- Hormonal farklılıklar gibi birçok nedeni olabilmektedir.
Ailelerin bu konudaki etkileri neler olabilmektedir?
Çocuklar fallik dönem adı verilen dönemde 3.5 yaşın sonlarından 6 yaşa kadar ebeveynlerini gözlemler. Bu dönemde erkek çocukları daha çok karşı cinsiyette olan anneyle, kız çocukları ise babayla yakınlık kurma eğilimdedirler. Fakat babaların erkek çocuklarından uzak kalması, annenin de kız çocuğundan uzak kalması ve iletişimin kurulmaması çocukların model almasını engeller. Sonuç olarak fizyolojik cinsiyetinden farklı cinsiyet benimsenebilir.
Aile içerisinde bir cinsiyete daha çok değer verildiği algısı çocuklarda diğer cinsiyete imrenme durumu yaratabilmektedir. Bu nedenle önem verilen cinsiyetin davranışlarını sergileme, o cinsiyete ait kıyafetler giyme ve oyunlar oynama gözlemlenebilmektedir.
Belirtildiği üzere baskının yoğun olması da çocukları farklı bir cinsel kimliğe yöneltebilmektedir. Örneğin baskıcı bir babaya sahip olan çocuk bu cinsiyete yönelik olumsuz düşünceler besleyebilmekte ve erkek cinsiyetini benimsemekte sıkıntı yaşayabilmektedir.
Cinsel kimlik hangi yaşta oluşmaktadır?
Cinsel kimlik belirtildiği üzere 3.5 yaş ile 6 yaş arasında keşfedilmeye başlanır. Fakat bu dönem sadece merak, keşif ve deneme dönemi olarak algılanmalıdır. Bu nedenle erkek çocuklarına bebekle oynamaması ya da kız çocuklarına araba vb. ile oynamaması söylenmemelidir. Bu durum sadece oyuncak ile ilgili bir durum ise merak olma olasılığı yüksektir.
Yapılan bazı araştırmalarda kadın kıyafetlerine ilgi duyan çocukların daha sonraki yaşamlarında kadın kıyafeti ile ilgili alanlarda çalışmalar yaptığı görülmüş bir durumdur (modacı olma, stilist olma). Bunun dışında evcilik oynayan bir erkek çocuğunun büyüdüğünde aşçı olması, balerin kıyafeti isteyen bir çocuğun dansçı olması muhtemel bir durumdur. Buradan hareketle çocukların bu yaşlardaki tercihleri kesin bir belirleyici olarak kabul edilmemelidir.
Cinsel kimliğin asıl oluşumunu gerçekleştirdiği dönem ise diğer kimlik ve kişilik yapısının oturduğu ergenlik döneminin sonlarına doğrudur.
Aileler ne zaman çocuğunun cinsel kimliğinin cinsiyet kimliğinden farklı olabileceğini düşünmeye başlamalıdır?
Fallik dönemde kesinlikle karşı cinsiyetle oyun kurmak istemiyor, kendi cinsiyetinin kıyafetlerini giymeyi reddediyor, kendi yaşının ve cinsiyetinin oyunlarını oynamıyor ve teşvik edilince isyan ediyor ise nedeni araştırılmalıdır. İlk olarak aynı cinsiyette olan ebeveyni ile ilişkisinin verimliliği arttırılmalıdır. Fakat bu hormonal bir durumsa fizyolojik cinsiyetini model almasını sağlamak da durumu değiştirmeyecektir. Bunu ise tam anlamıyla anlayabileceğimiz yaş grubu ergenlik sonrasıdır.
Toplum içerisindeki riskler nelerdir?
- Sosyal dışlanma: Kişinin günlük yaşamında gruplara dahil olmasına engel olabilmektedir.
- İş hayatında dışlanma: İş bulma ve istihdama devam etme konusunda sıkıntılar yaşamaları söz konusudur.
- Maddi zorluklar: İş bulamama nedeniyle maddi zorluklar ve geçim sıkıntıları yaşamaktadırlar.
- Kültürel travma: Toplum içerisinde yok saymadan da fazla kötü davranışlar sergileme mevcuttur.
- Fiziksel şiddet: Dışlayan insanlar tarafından fiziksel şiddete maruz kalabilmekte ve hırpalanabilmektedirler.
- Cinsel şiddet: Toplumda cinsel şiddetle karşı karşıya kalabilmektedirler.
- Eğitimden mahsur kalma: Akran zorbalığı nedeniyle eğitim hayatlarını yarıda bırakmak zorunda kalabilmektedirler.
- Psikolojik sorunlar: Tüm yaşanan sorunlar nedeniyle ruh sağlığı bozulabilmekte ve kimsenin onları anlamadığını düşünerek yardım isteme konusunda çekince yaşayabilmektedirler.
- İntihar: Yaşanan tüm sorunlar neticesinde bozulan ruh sağlığı sonucunda intihar etme olasılıkları yüksektir.
Ailelerin bu konudaki endişeleri ne olmalı ve destek olmak için ne yapmalıdır?
- Yaşam içerisinde yaşadıkları zorluklar göz önünde bulundurulmalı ve bu konuda anlayışlı davranılmalı
- Sosyal dışlanmayı aza indirmek adına çevresindeki insanlarla sıcak ilişkiler kurmasına yardım edilmeli (arkadaşlarını eve davet etme, onları tanıma vb.)
- İş hayatı anlamında onun yapabileceği önerilerde bulunmalı
- Fiziksel ve cinsel şiddete maruz kalmaması için takipte olunmalı
- Eğitim ile ilgili konularda destekçi olunmalı
- Psikolojik sorunlar için alanında uzman bir psikologla görüşme sağlanmalı
Aileler çocuklarının bu düşünce ve hislerine karşı ne tepki vermelidir?
- Eğer size gelip bunu söylemediyse onu zorlamamalı ve ona zaman tanınmalı
- Bununla ilgili sesli kitaplar okuyarak ebeveynler için sorun olmayacağı gösterilmeli
- Ebeveyne söyledikten sonra bunu olağan bir durum şeklide karşılamalı
- Toplum içerisinde dışlanma olasılığı yüksek olması nedeniyle sevildiği ve anlaşıldığı hissettirilmeli
- Çocuğun söylemediği kişilere söylenmemeli, çocuk söyleyeceği kişileri kendi seçmeli ve özel alanına saygı duyulmalı
- Zaman zaman öfke düzeyinin artabileceği unutulmamalı ve bu konuda anlayışlı olmalı
- Okulda yaşanan sıkıntılar takip edilmeli ve eğitim sürecine destek olunmalı
- Psikolojik sorunlar için bir uzmana danışılmalı
- İntihar ve kendine zarar verme riski için takipte olunmalı
ChateauKids size nasıl yardımcı olabilir?
Çocuklarda Bilişsel Gelişim Üzerine