Erken yaşta iki dilli eğitim programlarıyla ilgili yapılan güncel araştırmalarda, ikinci dil öğretiminin çocuğa birçok katkısının olduğu savunulmaktadır. Özellikle Kritik Dönem Hipotezi’ni temel olan araştırmalarda iki dilli eğitim programlarının çocuğun dil ve bilişsel gelişimine olumlu katkıları olduğu belirtilmektedir. Bu araştırmalarda genel olarak erken çocukluk yıllarının yalnızca anadilde değil ikinci dilde de kritik dönem olduğu vurgulanmakta ve anadil öğrenme süreçleriyle ikinci dili öğrenme süreçlerinin benzer olduğu ifade edilmektedir. Ayrıca çocukların dil eğitiminde iki dilli erken çocukluk eğitim programlarının tek dilli eğitim programlarından daha başarılı olduğuna da dikkat çekilmektedir.
Krashen, çocukların beyinlerindeki dil gelişiminin iki yaşında başladığını ve bu gelişimin ergenlik dönemine kadar sürdüğünü açıklamaktadır. Eğer çocuk bu dönemde yabancı dil öğrenmeğe başlarsa yabancı dili de anadili gibi rahatlıkla öğrenebilir.
Lambert’in belirttiğine göre de anadil edinimini kazanmağa başlayan çocuk kritik yaş dönemini geçirmeden yabancı dil eğitimine başlarsa ilerdeki eğitim hayatında da akranlarına göre daha başarılı olmaktadır.Erken çocukluk döneminde kazanılan yabancı dile yönelik bu yatkınlık çocukların bilişsel gelişimine de büyük katkı sağlamaktadır.
Dil bilimciler okul öncesi yabancı dil öğrenen çocukların problem çözme yetilerinin de çok güçlü olduğunu düşünmektedirler.
Beydoğan’a göre çocuğun dış dünyayı algılaması ve onunla etkileşime girmesi bilişsel sürecin gelişimiyle yakından ilgilidir.Bilişsel sürecin gelişimi ise etkileşime dayanmaktadır.Bu etkileşimi sağlayan tek faktör de dildir.Bu yüzden dil gelişimine büyük önem vermeliyiz.
Anşin, erken yaşta verilen yabancı dil öğretiminin çocukta kıvrak zekayı geliştirdiğini ve anadilinde de anlama kabiliyetini arttırdığını belirtmektedir.
Halliwell’in belirttiği gibi çocuklar okul öncesi dönemde bilişsel olarak yabancı bir dili öğrenebilecek donanıma sahiptirler.Ancak çocuklara doğrudan dil öğretmek yerine oyun, şarkı ,tekerlemeler kullanarak dolaylı yoldan yabancı dil öğretilebilir..
Biketençayev’e göre de çocukların beyin fonksiyonlarının en yoğun olduğu dönem 0-5 yaş dönemidir. Çocuğun bu evrelerde öğrendiği dil neredeyse anadili kadar iyi olmaktadır.Erken yaşta yabancı dil öğrenen çocuk psikolojik açıdan yaşıtlarına göre daha olgundur.
Kara’ya göre küçük yaşta yabancı dil ile karşılaşan çocuk kendi kültürel değerlerini ilerde yabancı ülkelerdeki kültürel değerlerle de karşılaştırarak, daha hoş görülü , evrensel, iletişim yetisi güçlü bir birey olabilir.Yani erken yaştaki dil eğitimi çocuğun toplumsal, bireysel ve kültürel gelişimine olumlu etkilerde bulunur.
Akdoğan, çocuğun beyin gelişiminin 2-5 yaş arasında olduğunu ve 6 yaşında bu süreci tamamladığını belirtir.Çocuktaki dilsel bilinçte bu yaşlarda yoğundur. Doğal ortamda yapılan yabancı dil öğretimi çocuk psikolojisine ve gelişimine uygun hazırlanabilirse çocuklar bu yaşlarda çok daha kolay dil öğrenebilirler.Doğru yapılandırılmış bir dil eğitimi çocuğun zihinsel gelişimine olumlu katkılar sağlayabilir.
Gündoğar, erken çocuklukta ikinci dili öğrenen çocukların, iki dilin, ses, sözcük ve cümlelerin benzerlik ve farklılıkları konusunda karşılaştırma yaparak farklı dillerin farklı kuralları olduğu konusunda bir dil bilinci geliştirildiğini savunmaktadır.
Bleyhl, yaptığı çalışmada çocukların ikinci dil eğitimi alan çocukların ikinci yılın sonunda hem aksansız bir şekilde ikinci dili kullanmaya başladıklarını hem de bağımsız olarak belli dil yapılarını kullanabilme konusunda başarı gösterdiklerini belirlemiştir. Araştırmacı bu bulgudan hareketle erken yaşta ikinci dilin edinilmesinin, çocuklarda ikinci dilde konuşma becerisinin gelişmesinin kendini ifade etmede olumlu katkılar sağladığını vurgulamıştır.
Doyé, erken yaşta başlayan ikinci dil eğitimi çocuğun toplumsal ve bireysel gelişimini etkilediği gibi kültürel gelişimine de olumlu yönde katkı sağladığını, özellikle çocuğun kendi dili ve kültürünün dışında başka dillerin ve kültürlere karşı farkındalık kazanacağını ifade etmektedir. Ayrıca, kültürlerarası iletişim yetisinin kazanılmasına temel oluşturularak çocukların farklı kültürlerden insanlara da olumlu yaklaşım göstereceğini vurgulamaktadır.
Genç’in aktarımına göre erken yaşta farklı bir dil ile karşılaşan çocuklar, kendi kültürel değerlerini ilerde yabancı ülkelerdeki kültürel değerlerle de karşılaştırarak daha hoş görülü, evrensel ve iletişim yetisi güçlü bir birey olacaktır.
Erken çocukluk yıllarında ikinci dil eğitimiyle ilgili görüşleri özetlemek gerekirse, anadilinden farklı bir dil edinen çocuk, hangi durumda hangi dili kullanması gerektiği konusunda duyarlılığa ulaşarak, ne zaman, kiminle hangi durumda, hangi dilde iletişim kurması gerektiğine karar vermesini sağlayarak düşünme becerilerini geliştirecektir. Özellikle sosyal iletişimlerinde bir dilden diğer dile geçmesi, konuşma dilini devamlı değiştirmesi düşünce esnekliği yaratacak ve bu da çocuğun hareket ve yaratıcılık yetisini artıracaktır.
2 -5 Yaş Çocuklar İçin Fransızca & İngilizce Oyun Gruplarımız