Oynayarak Öğreniyorum!

Öğrencinin yabancı dil başarısı genel olarak öğrencinin motivasyonuna bağlıdır. Oyun da keyif vererek, bu motivasyonu sağlayacak, öğrenciyi harekete geçirerek kendi eğitim sürecinin aktörü yapacak en önemli araçlardan biridir. Bunun dışında oyun sadece öğrenciler arasındaki paylaşım ve etkileşimi geliştirmekle kalmayıp, öğrencinin deneyimleyeceği etkileşim sayesinde öğrencinin öğrenirken kendini yalnız hissetmemesini, kendine güvenmesini, başkalarını dinlemeyi, sabırlı olmayı öğrenmesini ve olayları daha rahat algılayabilmesini sağlar.

Kendimize “Öğrenirken oynamak ya da oynarken öğrenmek mümkün mü?” diye sorduğumuzda emin olalım ki özel olarak öğrencinin ihtiyaçlarına göre adapte edilen her eğitici oyun, aynı zamanda bir birey olan her öğrencinin kişilik gelişimine doğrudan olumlu etki edecektir. Bunun yanında geleneksel yöntemlerle öğrenilen ya da henüz öğrenilemeden yitip giden her bilgiden kat kat etkili ve kalıcı olacak çünkü oyun esnasında öğrencinin algısı açık, kendisi de aktif durumdadır. Bu sayede, gönüllü olarak kendi çabasıyla iletişim kuracağından dil öğretiminde sıkıntı “konuşma, kendini ifade etme” konusunu da doğal olarak aşmış olacaktır.

Oyun pedagojik olsun olmasın 3 temel avantaj sunar:

Öncelikle oyunsal aktiviteler oyuncuda büyük bir motivasyon ortaya çıkararak oyuncunun gönüllü olarak ilerlemesini, daha uzağa gitmesini, kendini aşmasını sağlar. Bu davranış oyuncuda ince ya da kalın motor becerilerine olumlu yönde etki eder. İkincisi ise, oyun vücudu çekip istek uyandırmasıdır. Bu duyarlılık oyuncuyu iletişimsel bir davranışın içine sokar. Oyun esnasında oyuncuya; ekip olma, yardımcı olma gibi birtakım duyguları tattırarak duyuşsal becerilerini geliştirir. İşte bu sayede oyuncu benmerkezciliğinden uzaklaşarak, ekip çalışması yönetmeyi, karşı çıkmayı, karşılıklı saygı duymayı, kurallara uymayı ve uzlaşmayı öğrenir.

Güçlü bir sosyalleşme aracı olarak oyunun zihinsel avantajları da vardır. Oyun, sınıflandırma, sıraya koyma, zaman ve mekan kavramının farkında olma gibi becerileri edindirir, geliştirir. Ek olarak, oyuncu, bireysel ya da ekip olarak  strateji hazırlayarak problem çözme süreci içinde iken doğal bir şekilde kendini ifade eder ve iletişime geçer. Diğer bir nokta da “hata” kavramıdır. Oyun esnasında hata kaçınılmazdır. Oyuncu hata yaparak öğrenir. Yani hata oyunun bir parçasıdır. Bu sebeple farklı bağlam ve durumlarda da oyuncu birey olarak kendini ifade ederken hata yapmaktan korkmaz, çekingenliğini kırar, yapabileceklerinin önüne geçmemiş olur. Çünkü hatanın gelişiminin bir parçası olduğunun her zaman farkında olur.

Texas Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre zaman faktörü sabit tutulduğunda hatırlama oranları şu şekildedir; insanlar okuduklarının %10’unu, işittiklerinin %20’sini, gördüklerinin %30’unu, görüp işittiklerinin %50’sini, söylediklerinin %70’ini, yapıp söylediklerinin ise %90’ını hatırlamaktadırlar. Bu verilere göre, öğrenmede aktif olan duyu organlarının sayısı arttıkça öğrenmenin kalıcılığı da aynı oranda yükselmektedir. 2-12 yaş grubuna yönelik oluşturduğumuz ve oyun kavramını öğrenme sürecine dahil eden Çok Duyulu (Multisensory) Öğrenme Tekniği çerçevesinde geliştirdiğimiz CHÂTEAUKIDS Programı’nı sizlere tanıtmaktan mutluluk duyuyoruz. 

Blog

i105946-
Çocuklara ödev yapma alışkanlığı nasıl kazandırabiliriz ?

Çocuklara ödev yapma alışkanlığı kazandırmak ve okul başarısını artırmak uzun vadeli bir süreçtir ve ebeveyn tutumlarını, ortamı ve beklentileri içerir. İşte bu konularda dikkat edilmesi gerekenler: Çocuklara Ödev Yapma Alışkanlığı Nasıl Kazandırılır? Ödevin bir zorunluluktan çok, öğrenme sürecinin doğal bir parçası haline gelmesi için adımlar şunlardır: 1. Düzenli ve Uygun Bir Çalışma Ortamı Yaratın Sabit […]

Pink and White Playful Children Daycare Instagram Post
Çocuklarda tiyatro, müzik, resim, spor aracılığı ile dil öğrenmek

Çocuklarda dil öğrenimini tiyatro, müzik, resim ve spor gibi etkinliklerle desteklemek, öğrenme sürecini eğlenceli, çok yönlü ve kalıcı hale getiren oldukça etkili bir yöntemdir.  Bu aktiviteler, sadece dil becerilerini değil, aynı zamanda bilişsel, sosyal, duygusal ve motor gelişimlerini de destekler. Bu alanların dil öğrenimine katkıları ve uygulanabilecek bazı yöntemler: Tiyatro ve Drama (Rol Yapma) Tiyatro […]

enfant-triste-ecole_shutterstock_84767782_ban.png
« Okula gitmek istemiyorum ! » : Anaokulundaki bu reddetmesi ardında aslında ne var ?

Bu yaygın durumun, genellikle “Okul Reddi” olarak adlandırılan bir davranış örüntüsü olduğunu söyleyebiliriz. Anaokulu çağındaki bir çocuğun “Okula gitmek istemiyorum!” demesinin ardında tek bir neden değil, genellikle duygusal, sosyal ve çevresel faktörlerin birleşimi yatar. Bu bir şımarıklık değil, çocuğun başa çıkmakta zorlandığı duygusal ya da gelişimsel bir zorlanmanın belirtisi olabilir. İşte anaokulu dönemindeki okul reddinin […]

tr_TRTurkish